Çocuk Edebiyatı


Çocuk Edebiyatı

Çocuk Edebiyatı 

   Çocuk edebiyatı, erken çocukluk döneminden başlayıp ergenlik dönemini de kapsayan bir yaşam evresinde çocukların dil gelişimi ve anlama düzeylerine uygun olarak duygu ve düşünce dünyalarını sanatsal niteliği olan dilsel ve görsel iletilerle zenginleştiren, beğeni düzeylerini yükselten ürünlerin genel adıdır.

   Çocuk edebiyatı, yalnızca küçük yaş gruplarına hitap eden basit metinlerden ibaret değildir; aksine dilin estetik gücünü, kültürel değerleri ve insan olmanın temel duygularını en yalın biçimde sunan çok katmanlı bir edebi alandır. Bu notlar, Türkçe öğretmenliği lisans, lisansüstü öğrencilerine ve Türkçe öğretmenlerine çocuk edebiyatının tarihsel gelişimini, türlerini, tematik yapılarını ve pedagojik işlevlerini disiplinlerarası bir bakış açısıyla inceleme fırsatı sunacaktır.

   Metin çözümlemeleri, tematik okumalar ve eleştirel tartışmalarla çocukluk kavramının edebiyattaki temsillerini sorgulayacağız; çocuklara sunulan metinlerin içerik, dil ve değerler açısından ne ölçüde nitelikli olduğunu değerlendireceğiz. Çünkü iyi bir öğretmen, yalnızca dil bilgisiyle değil; aynı zamanda çocukların dünyasına ulaşan kelimeleri tanıma, onları doğru biçimde sunma ve edebiyatın dönüştürücü gücünü aktarma yetisiyle donanmış olmalıdır.


Çocuk edebiyatı dendiğinde hitâp ettiğimiz kitleyi göz önünde bulundurursak aklımıza ilk gelen soru çocuğun kim olduğu olmalıdır. Hedef kitlemizi belirlemeden bir yola çıkamayız. Genel olarak baktığımızda çocuk sözcüğünün birçok tanımı olduğunu görürüz. Türk Dil Kurumunun sözlüğüne baktığımızda “çocuk” kavramı şöyle tanımlanmaktadır: "Küçük yaştaki erkek veya kız, soy bakımından oğul veya kız, evlat, bebeklik ile erginlik arasındaki gelişme döneminde bulunan oğlan veya kız, uşak, genç erkek, büyükler arasında daha az yaşlı olan kişi; büyüklere yakışmayacak, daha çok küçüklerin yapabileceği gibi davranan kimse, belli bir işte yeteri kadar deneyimi ve yeteneği olmayan kimse." Görüldüğü üzere çok geniş bir tanımla karşılaşıyoruz (TDK http://sozluk.gov.tr/). Dünyada çocuk edebiyatının tarihçesine baktığımızda Modern anlamda çocuk edebiyatının ortaya çıkışı 18. yüzyılda gerçekleşmiştir.

   Modernleşmeden önce çocuklar için edebiyattan bahsetmek söz konusu değildi. Çocuk, sözlü edebiyat ürünlerini masal, ninni ve benzerini yetişkinlerle beraber dinliyordu. O dönemde sanayileşme, aydınlanma, kentleşme yeni bir toplum yapısını meydana getirmiş ve çocuk edebiyatına gereksinim duyulmuştur. Bu gereksinimin karşılanması için önce hali hazırda var olan metinler çocuğa göre uyarlanmış, sonrasında çocuk edebiyatının oluşumu sağlanmıştır. 18. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkan çocuk edebiyatı, 19. yüzyılda önemli gelişme göstermiş ve bu yüzyıl, çocuk klasiklerinin yazıldığı dönem olmuştur.19.yüzyılda çocuk ve gençlik edebiyatı, önemli bir edebiyat alanı olarak gelişme göstermesiyle beraber,  düşünsel ve dinsel yönelimlerin de ilgi alanına girmiştir. Bu ilgi 20. Yüzyılın ortalarına kadar devam etmiştir. 2. Dünya Savaşı fazlasıyla didaktik ve tek tip insan yaratmaya dönük yönelimlerin en üst noktasını oluşturan dönemdir. 2. Dünya Savaşı sonrasında eğitim ve edebiyat sorgulanmış, çocuk gerçekliğine ve eşitliğine dayanan bir edebiyat anlayışının geliştirilmesinin daha uygun olacağına karar verilmiştir.

   Çocuk edebiyatı çocuk gerçekliğine saygıyla yaklaşır; çocuğu edebiyatın nesnesi olmaktan çıkarıp öznesi durumuna getirir, böylelikle bu edebiyatın içine toplumsal eleştiriler de özgürce girmeye fırsat bulur. Türkiyedeki duruma baktığımızda çocuk edebiyatının 19. yüzyılın ikinci yarısına kadar Türkiyede olmadığını görürüz. Diğer toplumlardaki gibi bizde de çocuklar tekerleme, bilmece, masal ve efsane gibi ortak halk edebiyatı ürünlerinden faydalanmıştır. Batı’da gerçekleşen aydınlanma, özellikle Tanzimat Dönemi’ni çok etkilemiştir. Bu dönemde başlayan Batılılaşma çabaları, her alanda olduğu gibi çocuğa ve çocuk edebiyatına başka açılardan bakmayı gerektirmiştir. Çocuğa ve çocuk edebiyatına ilgi artmıştır ancak bu dönemlerde yerli bir çocuk edebiyatının varlığı söz konusu değildir. Tanzimat Dönemi ve Meşrutiyet Dönemi içerisinde çocuk edebiyatının merkezinde çeviriler vardı. Süreç içerisinde bu çeviri eserler yerini yerli eserlere bırakmıştır. O dönemlerden günümüze kadar gelinen süreçte çocuk, edebiyatın öznesi haline gelmiştir. Çocuk için olan eserler, onu kendi gerçekliği içinde ele almıştır.


Çocuk Edebiyatının Dil Gelişimindeki Önemi

   Çocuk edebiyatı daha doğrusu çocukların edebiyat içinde kendilerine bir yer oluşturması dil gelişimi için oldukça önemlidir. Çocuk edebiyatının dil gelişimindeki etkisini tek bir boyutta anlatmak çok doğru olmayacaktır. Çocuk edebiyatı dört temel dil becerisinin her birine ayrı ayrı katkılar sunacaktır. Bu başlıkta çocuk edebiyatı ve dört temel dil becerisinin ilişkisini ele alacağız.

1) Çocuk Edebiyatı ve Dinleme/İzleme Becerisi

   Edebi metinleri dinlemek, çocuğun anlamlı deneyimler elde etmesini sağlar. Masal, hikâye, tekerleme, bilmece, fıkra gibi türlerin dinletilmesi çocukların sesleri, kelime ve cümle yapılarını tanımasını sağlar. Aynı zamanda dinleme metinleri çocukların vurgu, tonlama ve ezgi gibi özellikleri uygulamalı olarak öğrenmelerini sağlayacaktır. Bu sayede çocuklar bir fonolojik farkındalık kazanır.

   Hepimizin bildiği üzere dinleme/izleme becerisi bir anlama becerisidir ve dinlenen/izlenen her metin öğrencilerimizin anlama becerisini geliştirir. Öğrenciler dinledikleri/izledikleri metinler sayesinde kelime hazinelerini geliştirir. Kelime hazinesinin gelişmiş olması öğrencilerin tüm temel dil becerilerinde büyük bir gelişmenin anahtarıdır. Ek olarak dinleme/izleme becerisi sayesinde öğrenciler dinlediklerini yeniden anlatma, tahminde bulunma ve metin hakkında sorulan sorulara cevap verme noktalarında kendilerini geliştirme imkanı bulurlar.

   Dinleme/izleme becerisinin ölçme değerlendirme aşamasında metin seçimi; öğrencilerin yaşı, seviyesi, ilgi ve ihtiyaç durumu merkeze alınarak yapılmalıdır. Öğrenciler yaşına, seviyesine, ilgi ve ihtiyaç durumuna uygun olmayan metinleri dinlemekte ve anlamlandırmakta zorluk çekeceği için elde edilen sonuçlar sağlıklı olmayabilir.

 

2) Çocuk Edebiyatı ve Konuşma Becerisi

   Çocuk edebiyatı içerisinde yer alan ürünler öğrencilerin kelime hazinesini genişleteceği için öğrencilerin anlatma becerilerini de pozitif yönde etkiler. Anlatma becerilerinden biri olan konuşma becerisi de bu noktada olumlu etkilenir.

   Örneğin masallar ve öyküler içerisinde yer alan diyaloglar çocukların doğal bir konuşma ortamı yakalamasını sağlar ve bu da vurgu, tonlama kullanımını ve jest-mimik uyumunu dengeler. Tekerlemeler, bilmeceler, maniler ve şiirler çocukların sesleri ve kelimeleri doğru çıkartmalarını ayrıca kelime vurgularını fark etmelerini sağlar. Okunan metinlerin yorumlanma süreci çocukların eleştirme, değerlendirme ve yeniden oluşturma gibi üst bilişsel süreçlerini destekleyerek kendini sözlü olarak ifade etme deneyimi sunar. Ayrıca öğrenciler metinler aracılığıyla konuşurken dilsel yaratıcılık ve duygularını ifade etme becerilerini de geliştirme imkânı elde etmiş olurlar.

 

3) Çocuk Edebiyatı ve Okuma Becerisi

   Çocuk edebiyatı, okuma becerisinde çocuklar için bir motivasyon oluşturur çünkü burada edebiyat onların dünyasına göre oluşturulmuştur.  Masallarda ve hikâyelerde hayat bulmuş kahramanlar hayata onların penceresinden bakmaktadır. Renkli, anlamlı, duygusal ve yer yer gerçekçi olan bu metinler öğrencilerde okuma isteği ve merak uyandırmalıdır.

   Okumak; çocuklara metinlerin dilsel yapısını çözümleme, okuduğunu anlama, çıkarım yapma ve metin içerisindeki olay akışını çözümleme becerilerini geliştirecektir. Çocukların farklı türlerde metinler okuması bir çeşit metin farkındalığı kazandırır ve estetik zevk anlayışını genişletir. Bu yüzden okuma eğitimi sırasında çocuklara farklı metin türlerinin tanıtılması ve bu türler çerçevesinde çeşitli örneklerin sınıf ortamına getirilmesi oldukça önemlidir. Çocuklara Türk masallarını, tekerlemeleri, bilmeceleri, manileri, ninnileri, halk hikâyelerini, içerisinde türlü kahramanların hayatlarını ve özelliklerini barındıran tiyatro metinlerini, şarkıları, türküleri öğretmeliyiz. Okuma becerisi yalnızca gramer yapılarını bilmekten, dil yapılarını tanımaktan oluşmaz. Elbette öğrencilerimizin Türkçenin dil yapısına uygun okumalar yapmaları, dilbilgisel kurallara hâkim olmaları, Türk dilini en iyi şekilde tanıyıp tanıtmaları hedeflenmelidir ancak bu hedefler de çocukların metinleri içselleştirmesiyle gerçekleştirilebilir. Okuma becerisini salt konu anlatımından çıkartıp hayatla bütünleştirmeniz gerekir.  Bu noktada yapılabilecek pek çok etkinlik örneği var ama bizler burada sınırlı önerilerde bulunabiliriz. Öğrencilerinizi en iyi tanıyanlar siz öğretmenlerisiniz. Onların okuma saatlerini büyük bir heyecanla beklemelerini sağlamalısınız. Öğrencilerinizle beraber şiirler okuyun, türküler söyleyin, tekerlemelerle hem eğlenin hem öğrenin. Bazen okuma sürecine müzikleri dâhil edin, emin olun çok hoşlarına gidecektir. Bazen komik bir fıkra anlatın bazen de hüzünlü bir hikâye. Çocuklara hem hayal kurmayı hem de gerçekte kalabilmeyi öğretin. Emin olun süreci biraz daha esnek bir hâle getirdiğinizde çok güzel sonuçlar alacaksınız.

 

4) Çocuk Edebiyatı ve Yazma Eğitimi

   Çocuk edebiyatı ürünleri, çocukların metinleri tanımasını sağladığı için onlara hem biçimsel hem de içerik anlamında birer modeldir. Çocuklar; okuduğu metindeki dilsel örüntüleri, cümle yapılarını ve anlatım tarzlarını hafızalarına kaydedip öğrendiklerini kendi yazılarına aktarır. İşte bu noktada anlama becerileri devreye giriyor. Çocuklara dinleyip izlettiğimiz ve okuttuğumuz metinler onların anlama becerilerini geliştirerek anlatma becerilerine katkı sağlıyor. Kelime hazinesi ve metin bilgisi genişleyen çocuk, yazma becerisinde de bir gelişme sağlıyor.

   Yazma becerilerinin geliştirilmesi sürecinde derslerde okuduğunuz metinleri planlamak, düzenlemek ve yeniden ifade etmek oldukça önemli çünkü çocuklar bu aşamalar sayesinde bir metin içerisinde gelişmiş ve gelişmesi gereken noktaları tespit ediyor. Bu tespitleri doğrultusunda yazma becerilerini daha etkili bir şekilde kullanıyorlar.

   Çocuk edebiyatı ve yazma becerisi ilişkilendirmesinde yaratıcı yazarlık çalışmalarından da bahsedelim. Öğrencilere yaratıcı yazarlık kapsamında yaptırmış olduğumuz çalışmalar öğrencilerin hayal gücünü; eleştirme, analiz, sentez ve değerlendirme becerilerini geliştirecektir. Yaratıcı yazma sürecinde masallardan, hikâyelerden, şiirlerden, çeşitli görsel içeriklerden yararlanabilirsiniz. Çocuklar yaratıcı yazarlık sürecinde duygu, düşünce ve hayallerini ortaya koyduğu için burada amaç sadece bilgi aktarmak değil aynı zamanda çocukların sanatsal bir çalışma oluşturmaları olmuş oluyor. Yani çocuklar doğruyu yazmaktan ziyade kendi doğrularını yazıyor. Bizce yaratıcı yazarlık, yazma eğitiminde ara ara kullanılması gereken bir teknik.

   Kısacası edebiyat, çocukların yazma becerilerinde de büyük bir rol oynar. Dinleyip/izlediklerinden, okuduklarından elde ettikleri bilgileri bir uygulama ile sunma fırsatı sunan yazma becerisi çocuk edebiyatında oldukça önemli bir noktadadır. Öğrencilerinize masallar, hikâyeler, şiirler, tekerlemeler, fıkralar, tiyatro metinleri yazdırın. Yazılarında yer yer görseller kullanmalarına fırsat verin. Bazen kelime ve kavram havuzundan seçtiğiniz kelimelerle yazın bazen de çocukları tamamen özgür bırakın. Tamamen özgür bırakmak işin eğitsel yönünü zayıflatabilir ama çocuklara en azından bir kere o deneyimi de yaşatın. Bazen bir şarkıdan, şiirden, kısa filmden hareketle yazdırın bazen ise hayatın içinden bir olaydan yararlanın.  Çocukların iyi bir yazar olmasını istiyorsanız siz de iyi bir okur olun, onların yazılarına uygun geri dönüşleri yapın. Yazılar hakkındaki olumlu ve olumsuz eleştirilerinizi tarafsızca yapın ve metinler üzerine konuşmalar yapın. Çocuklar siz uygun geri dönüşleri yapmadıkça iyi olduğu yönleri fark edemez ve geliştirilmesi gereken noktaları da geliştiremez.

 

Özetle

Bugün, çocuk edebiyatı ve dört temel dil becerisinin arasındaki güçlü bağı konuştuk. Elbette süreç bu yazdıklarımızdan çok daha fazlasını oluşturuyor. Bizler sizlere bu konuda rehber olabileceğini düşündüğümüz kaynakları derleyip bir araya getiriyoruz. Bir dahaki başlığımızda “Çocuk Edebiyatı ve Okuma Kültürü” konusunu ele alacağız. Beklemede kalın!

Yorum Bulunamadı !

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Sosyal Medya Platformlarımız

Birlikte daha güçlü adımlar atmak için desteğinize değer veriyoruz.